İngilizce Meyveler
Konuşarak Öğren'i Ücretsiz Deneyin
Yazın kavun karpuz, kışın mandalina ve portakal.. Onlarsız hiç olabilir mi? Sofralara renk, bize enerji katan meyvelerimizin İngilizcelerini derledik. Bir kısmına muhtemelen aşinayız, ancak bilmediklerimiz de olabilir. İşte her mevsimde farklı tatlar, renkler sunan meyvelerimizin İngilizceleri!
Yasal uyarı: Canınız çekebilir!
İngilizce Meyve İsimleri (Fruits)
- Elma – Apple
- Armut – Pear
- Muz – Banana
- Üzüm – Grape
- Portakal – Orange
- Karpuz – Watermelon
- Kavun – Melon
- Hindistan Cevizi – Coconut
- Kivi – Kiwi
- Çilek – Strawberry
- pomegranate – nar
- plum – erik
- peanut – fıstık
- sourcherry – vişne
- tangerine – mandalina
- mulberry – dut
- medler – muşmula
- quince – ayva
- walnut – ceviz
- hazelnut – fındık
- chestnuts – kestane
- mango – mango
Meyvelerin İngilizce Okunuşu ve Örnek Cümleler
Elma: Apple /epıl/
“I eat a green apple in the mornings.
“Sabahları bir yeşil elma yerim.”
Armut: Pear /per/
“Bears love pears.”
“Ayılar armutlara bayılırlar.”
Muz: Banana /bınena/
“Monkeys fight for a banana.”
“Maymunlar bir muz için savaşıyor.”
Üzüm: Grape /gıreyp/
“Manisa is famous for grapes.”
“Manisa üzümüyle ünlüdür.”
Ananas: Pineapple /paynepıl/
“Pineapple prevents cancer.”
“Ananas kanseri önler.”
Portakal: Orange /orınc/
“I buy two kilos of oranges every week.”
“Her hafta iki kilo portakal alırım.”
Mandalina: Mandarin /mendırin/ ya da Tangerine /tencırin/
“Would you like to eat a mandarin?”
“Bir mandalina yemek ister misin?”
Greyfurt: Grapefruit /greypfrut/
“I don’t like eating grapefruit because it is very sour.”
“Çok ekşi olduğu için greyfurt yemeyi sevmiyorum.”
Kumkat: Kumquat /kamquvat/
“Kumquat is an orange fruit and it resembles a small orange.”
“Kumkat turuncu bir meyvedir ve küçük bir portakala benzer.”
Karpuz: Watermelon /votırmelın/
“Watermelon grows in summer.”
“Karpuz yazın yetişir.”
Kavun: Melon /melın/
“How many kilos is this melon?”
“Bu kavun kaç kilo?”
Hindistan Cevizi: Coconut /kukınat/
“I have never drank any coconut milk before.”
“Daha önce hiç hindistan cevizi sütü içmedim.”
Kivi: Kiwi /kiwi*/ *okunuştaki ‘w’ sesi ıslık çalarkenki dudak hareketi gibi çıkarılır
“Don’t put any kiwi in the fruit salad, please.”
“Meyve salatasının içine kivi koymayın lütfen.”
Kayısı: Apricot /eyprikat/
“I have allergy to apricots.”
“Kayısıya alerjim var.”
Şeftali: Peach /piiç/
“Can you give me some peach juice?”
“Bana biraz şeftali suyu verir misin?
Erik: Plum /pılam/
“Ripe plums fall off the tree.”
“Olgunlaşmış erikler ağaçtan dökülür.”
Çilek: Strawberry /sıtroberi/
“When I was a child, I loved strawberry yogurt.”
“Ben çocukken, çilekli yoğurda bayılırdım.”
Frambuaz: Raspberry /rezberi/
“I will buy a raspberry cake for my birthday.”
Kiraz: Cherry /çeri/
“Can you put some cherry in the fruit salad?”
“Meyve salatasına biraz kiraz koyar mısın?
Vişne: Sour cherry /savur çeri/
“Don’t put any sour cherry in the fruit salad.”
“Meyve salatasına vişne koyma.”
Kurt Üzümü: Goji Berry /gouci beri/
“Where did you buy these goji berries?”
“Bu kurt üzümlerini nerden aldın?
Mango: Mango /mengo/
“How many mangoes do you want?”
“Kaç tane mango istersin?”
Avokado: Avocado /avıkado/
“You should eat an avocado every morning if you want to lose weight.”
“Kilo vermek istiyorsan her sabah avokado yemelisin.”
Nektarin: Nectarine /nektırin/
“Nectarines are just like plums and peaches.”
“Nektarinler erik ve şeftalilere benziyor.”
Karadut: Black Mulberry /bılek malberi/
“Black mulberries are a source of vitamin C.”
“Karadut C vitamini kaynağıdır.”
Böğürtlen: Blackberry /bılekberi/
“A blackberry pie sounds good.”
“Bir dilim böğürtlenli tart kulağa hoş geliyor.”
Yabanmersini: Blueberries /buluberiiz/
“Blueberries are low in calories.”
“Yabanmersini kalorisi düşüktür.”
Kızılcık: Cranberry /kırenberi/
“Is there any cranberry juice in the fridge?”
“Buzdolabında kızılcık suyu var mı?”
Nar: Pomegranate /pamıgrenit/
“It is hard to peel a pomegranate.”
“Bir narı soymak zordur.”
İncir: Fig /fig/
“Do you want black figs or green figs?”
“Kara incirlerden mi yeşil incirlerden mi istiyorsun?
Limon: Lemon /lemın/
“Can you squeeze some lemon in the salad?”
“Salataya biraz limon sıkar mısın?”
Misket limonu: Lime /laym/
“I would like to drink lime soda”
“Misket limonlu soda içmek istiyorum.”
Ayva: Quince /kuins/
“She wanted two slices of quinces from her father.”
“Babasından iki dilim ayva istedi.”
Kestane: Chestnut /çesnat/
“Chestnuts reduce cholesterol levels and stabilize blood sugar levels”
“Kestane kolesterol seviyesini düşürür ve kan şekerini dengeler.”
Fıstık: Peanut /piinat/
“My sister loves peanut butter so much.”
“Kız kardeşim fıstık ezmesine bayılır.”
Fındık: Hazelnut /heyzılnat/
“Squirrels eat hazelnuts.”
“Sincaplar fındık yer.”
Badem: Almond /elmınd/
“Almond oil is very beneficial for hair.”
“Badem yağı saçlar için çok faydalıdır.”
Ceviz: Walnut /volnat/
“One of Turks’ favourite dessert is baklawa with walnuts.”
“Türklerin en sevdiği tatlılardan biri cevizli baklavadır.”
Cennet Hurması: Asian Persimmon /eyjiın pörsimın/
“Asian persimmons look like tomatoes.”
“Cennet hurması domates gibi gözüküyor.”
Yılan Meyvesi: Snake Fruit /sıneyk fruut/
“I have never eaten snake fruit before.”
“Daha önce yılan meyvesi yemedim. “
Ejder Meyvesi: Dragon Fruit /dıregın fruut/
“Dragon fruit is pink.”
“Ejder meyvesi pembedir.”
İğde: Elaeagnus latifolia /eliyegnıs ledifolya/
“Elaeagnus latifolia tastes good.”
“İğdenin tadı güzeldir.”
Muşmula: Medlar /medlır/
“My granparents have two medlar trees.”
“Büyükannemin ve büyükbabamın iki tane muşmula ağacı var.”
Yenidünya (Malta Eriği): Loquat /lokwat/
“My sister has eaten a loquat for the first time and she has not liked it.”
“Kız kardeşim ilk defa yenidünya tattı ve beğenmedi.”
Yıldız Meyvesi: Star fruit /sıtar fruut/
“It is called star fruit because of the shape of its slices.”
“Dilimlerinin şeklinden dolayı yıldız meyvesi adını almıştır.”
Jak Meyvesi: Jack Fruit /cek fruut/
“Jack fruit is the largest fruit growing in the tree.”
“Jak meyvesi ağaçta yetişen en büyük meyvedir.”
Çarkıfelek Meyvesi: Passion fruit /peşın fruut/
“Passion fruit has a nice smell and appearance.”
“Çarkıfelek meyvesinin hoş bir kokusu ve görüntüsü var.”
Boynuzlu Kavun: Horned Melon /hornd melın/
“Horned melon is a good source of iron and vitamin C.”
“Boynuzlu kavun, demir ve C vitamini kaynağıdır.”
Şeker Elma: Sugar apple /şugır epıl/
“The seeds of sugar apple are poisonous.”
“Şeker elmasının çekirdekleri zehirlidir.”
Tarçın Elması: Soursop /sorsap/
“The taste of the soursop fruit is like a delicious combination of strawberry and pineapple.”
“Tarçın elmasının tadı, çilek ve ananasın nefis karışımı gibidir.”
Sizlere tavsiyemiz, listedeki meyvelerle ilgili sizler de kendi cümlelerinizi yaratarak, kelimeleri daha akılda kalıcı hale getirin. Telaffuzlarını da gözden kaçırmayın ve hem bol bol dinleyerek hem de sesli şekilde tekrarlayarak çalışın.
İngilizce meyveler videomuz ile dinleme ve telaffuz pratiği de yapabilirsiniz.
ÖZET
Ananas İngilizce Okunuşu Nedir?
Ananas: Pineapple /paynepıl/ İngilizce: Pineapple prevents cancer. Türkçe: Ananas kanseri önler.
Erik İngilizce Okunuşu Nedir?
Erik: Plum /pılam/ İngilizce: Ripe plums fall off the tree. Türkçe: Olgunlaşmış erikler ağaçtan dökülür.
Üzüm İngilizce Okunuşu Nedir?
Üzüm: Grape /gıreyp/ İngilizce: Manisa is famous for grapes. Türkçe: Manisa üzümüyle ünlüdür.
Armut İngilizce Okunuşu Nedir?
Armut: Pear /per/ İngilizce: Bears love pears. Türkçe: Ayılar armutlara bayılırlar.