İmam-ı Azam Ebu Hanife (r.a) 'nin Sözleri
1. Fenalıkların kötülüklerin en büyüğü, boşa vakit geçirmektir. | İmam-ı Azam Ebu Hanife (R.a)
2. "Karının yanında yabancı kadınlardan bahsetme. Çünkü, senin yabancı kadınlardan bahsettiğin gibi o da, yabancı erkeklerden bahsetme cesâretine girer." | İmâm-ı Âzam (Rah.A.)
3. “Her namaz kılmayan kafir olmaz, ama kafirler namaz kılmaz” | İmam-ı Azam Ebu Hanife (Rah.A.)
4. Ölümü çokça hatırla!
5. İşlerinde aceleci olma!
6. Her amel niyetlerle beraberdir.
7. İnsanların sırlarını açığa vurma!
8. Ezan okunduğunda hemen mescide koş.
9. Hocaların için duâ ve istiğfarda bulun.
10. Gereksiz yere çarşıya, pazara sıkça çıkma.
11. Çok gülmekten sakin, çünkü o kalbi öldürür.
12. Her halukârda beyaz, açık renkli elbise giy.
13. Avam arasında ne gül, ne de tebessüm et, yılışık olma.
14. İlim meclislerinde kızma, kendini bilgisizlerle ölçme.
15. Sırrını gizle. Mezhebini ve meşrebini kimseye söyleme.
16. Allah için, hep göründüğün gibi ol. Nasılsan öyle görün.
17. Ancak ağır başlı bir şekilde yürü! Hoppa ve kaypak olma!
18.Tövbenin en büyüğü (Seyyidü’l istiğfar) istiğfar etmektir.
19. Hakk’ı söyleme konusunda sultan dâhil hiç kimseden korkma!
20. İpek ve ipek karışımı elbiseleri giyme, ahmaklığa yol açar.
21. Bilgisiz kişilerle özellikle dini konularda tartışmaya girme.
22. Şaşarım şu kimselere ki, zanla konuşurlar ve onunla amel ederler!
Yalnız kaldığında olduğu gibi, insanların yanında da Allah’ı zikret.
Günah işlemeyi zillet, günahı terk etmeyi mürüvvet gördüm ve bildim.
Olgunluğa erişmemiş yeni yetişmelerle çok konuşma, senli benli olma.
Hesapsız olarak kalbî zikir yap. Çünkü, kalbî zikir rûhun hayatıdır.
Kabirleri, ilmi ile amel eden zatları ve mübârek yerleri çokça ziyaret et.
Yol ortasında oturma, yok illâ da oturacaksan hiç olmazsa mescidlerde otur.
Her kim sana soru sorarsa sadece sorusuna cevap ver! Meseleyi fazla dağıtma!
Tartışma kurallarına uymayanlar ve çıkar elde etmek için tartışanlarla tartışma.
Eğer bilmediklerim ayağımın altında olsaydı, başım göğün en yüksek katına değerdi.
Konuşurken bağırıp çağırma. Lüzumsuz yere sesini yükseltme. Sakin ve ağırbaşlı ol.
Tartışma anında korkak olma. Yoksa bildiklerini Ebu Hanife Sözleri karıştırırsın, dilin tutulur kalır.
Dine dâvetin dışında hevâ ve heves ehli ile düşüp kalkma. Oyun oynama. Sövüp sayma.
Her daim Allah’tan kork, emaneti edâ et, seviyeli seviyesiz tüm insanlara nasihat et.
Bir toplum seni öne geçirmedikçe, ne namazda ne de başka işlerde onların önüne geçme.
Müslüman odur ki, diğer Müslümanlar onun elinden ve dilinden selâmete kavuşmuşlardır.
Her ay oruç tutacağın belirli günlerin bulunsun. Bu konuda başkaları seni örnek alsın.
Peygamber aleyhisselâma çok salavat getir. Çünkü bu, O’nun şefaatinin peşin ücretidir.
Mecbur kalmadıkça alışveriş isleri ile uğraşma. Bu işlerini güvendiğin kişilere gördür.
Yolda karşılaştığın her Müslüman’a selam ver. Hayır ehlini sev, şer ehlini de idare et.
Avamın (sıradan seviyesiz ve bilgisiz insanların) arasında, sorulmadan rastgele konuşma.
Gençliğinde hep ilimle uğraş. Çünkü gençlik, gönlün ve zihnin boş ve temiz olduğu andır.
Talebelerine, sanki onlar senin çocuklarınmış gibi eğil ki, onların ilme arzuları artsın.
Kişinin malâyânîyi terk etmesi, İslâmının güzelliğindendir. (malâyânî: Boş ve yararsız işler)
Namazlardan sonra kendine ait bir virdin. (Allah’ı zikir, şükür, Kuran tilaveti ve duâ) olsun.
Dünyalıklarına ve bulunduğun haline güvenme. Çünkü Allah tüm bunlardan seni hesaba çekecektir.
Eşyalarını rastgele insanlara değil, güvendiğin kişilere teslim et. İşlerini de onlara gördür.
Kendini kontrol et, başkalarını gözet ki, ilmin ile hem dünyan hem de ahiretinden yararlanılsın.
Hiç kimseyi küçük görme. Kendi vakarını tanıdığın gibi başkalarının vakar ve haysiyetini de tanı.
Bir kimsenin ilmi, kendisini Allahü Teâlânın yasaklarından men etmiyorsa, o kimse büyük tehlikededir.
Cimrilikten sakın. Aç gözlü ve yalancı olma. Saçmalama. Her işinde mürüvvetini, insanlığını muhafaza et.
Senden başkalarının yaptığından daha çok ibadet ve taatte bulunmaya çalış ki, ilmin meyveleri üzerinde görülsün.
Avamın ve tacirlerin yanında ilme ve dine ait olmayan sözlerden kaçın ki, mala rağbet ve sevgin üzerinde durulmasın.
Dünyaya çokça haris olma, gönül zenginliği içinde ol. Fakir olsan bile kanaatkârlığını, gönül zenginliğini ortaya koy.
Devlet başkanı sana bir mesele arz ettiğinde, söylediklerini kabul edeceğine kani olmadıkça, o meseleyi çözmeyi kabul etme.
Seninle istişare edenle sen de istişare et, ancak rastgele insanlarla değil, seni Allah’a yaklaştıracağını bildiğin kişilerle.
Her gün Kuran’dan oku. Sevabını Peygamber’e, anana, babana, üstadına ve diğer mü’minlere bağışla. Buna özen göster ve ihmal etme.
Allahü Teâlâ, kendisine şükür ismini vermiştir. Çünkü Allahü Teâlâ, iyiliği ödüllendirir. O, merhamet edenlerin en merhametlisidir.
Komşularının eziyetlerine sabret ve kendini onlardan koru. Ancak, iyiliğin onlardan ayrılmasın. Allah Teâlâ iyilik yapanları sever.
Bilinmesine ihtiyacın olan şeylere karış cahil kalma, öğrenmek maksadıyla alimlere müracaat ederek bilinmesi gereken şeyleri öğren.
Bütün zulüm saltanatları, bütün yalan ve talan siyasetleri ‘Boyun eğmeyin!’ buyruğunun göz ardı edilmesi yüzünden başarılı olmuştur.
Dinde veya dünyada kendisine muhtaç olduğun kimseden başkasıyla arkadaşlık yapma. Muhtaç olduğun kimseye karşı da basîret üzere davran.
Evlilik hayatının tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek duruma gelmedikçe evlenme. Önce ilim talep et, sonra helâl mal kazan, sonra da evlen.
Kazançsız ve azıksız on yıl da kalsan ilimden yüz çevirme. Çünkü ilimden yüz çevirdiğinde maişet derdi, geçim sıkıntısı sana musallat olur.
Şüphesiz, helal bellidir.Haram da bellidir. Lakin, aralarında şüpheliler vardır. Kim bu şüphelilerden sakınırsa, dinini ve şerefini korumuştur.
Şu adinin bayağısı olan dünyayı hep hakir gör, geçici olduğunu aklından çıkarma. Allah katında olanın daha hayırlı ve daha kalıcı olduğunu unutma.
Bir kimse fıkıh bilmez, fıkhın kıymetini ve fıkıh âlimlerinin değerini bilmezse, böyle âlimlerle oturmak (kitaplarını okumak, fıkıh öğrenmek) kendisine ağır gelir.
Kendini insanlardan ihtiyaçsız bırakmak ve çoluk çocuğunun nafakasını elde etmek için çalış. Doğru ve güzel alış veriş yap. Malının ayıbını gizlemek suretiyle milleti aldatma.
Allah Teâlânın sana vermiş olduğu mal, rızık ve makamla kanaat et, pek hırslı olma. İnsanoğlu mal, rızık ve makamından dolayı zulmeder. Sen ise bu nimetlerle zulmü ortadan kaldırmaya çalış.
İnsan, her şeye şifa veren tek varlığın Allahü Teâlâ olduğuna inanır, bununla beraber derdine deva olması için ilaç kullanır. Çünkü ilaç bir sebeptir. Şifasını verecek olan ise Allahü Teâlâdır.
Mümin, Allahü Teâlâdan korktuğu kadar hiçbir şeyden korkmaz. Şiddetli bir hastalığa yakalanır veya feci bir kaza veya belaya uğrarsa, gizli veya açık: “Ya Rabbi, bana bu belayı neden verdin?” diye şikayetçi olmaz. Tersine hastalığa, belaya ve kazaya rağmen Allahü Teâlâyı anar ve şükreder.
İnsanların hatalarının ardına düşme, aksine onların güzelliklerini gör. Ancak dini konularda hatalarını gördüklerini diğer insanlara bildir ki ondan sakınsınlar ve ona uymasınlar. Bu konuda hiç kimsenin makam ve mevkisinden çekinme ki, hiç kimse dini bozmaya, bid’atları hortlatmaya cesaret edemesin. Çünkü Allah bu konuda senin ve dinin yardımcısıdır.
İnsanlarda fitne ve fesat çoğalmıştır. Düşmandan ziyade, samimî arkadaşlarından sakın. Dostum bana düşman olabilir diye hazırlıklı ol. Çünkü, düşmanların sana günahı işletemezler, günahı irtikâb yolunu gösteremezler. Amma, samimî arkadaşın sana kolaylıkla günah işletebilir. Daha sonra bu günah düşmanlığınıza yol açar. Şayet dostun, düşmanın olursa, seni halkın gözünden düşürür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder